Hücre içerisinde RNA’nın faaliyetlerini izleyebilmek, bugüne kadar mümkün değildi. Ancak; bilim adamları geliştirdikleri üst düzey bir mikroskop ve dedektör sistemi sayesinde RNA’nın hücre içerisindeki hareketlerini gözlemlemeyi başardılar.
Çıkan sonuçlar ise; bugüne kadar RNA hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimizi ortaya koydu.
İşte RNA hakkında öğrendiklerimiz:
*Hücre zarının dış çeperi boyunca yerleşmiştir. Hücre stoskeletini (hücre iskeletini) üreten proteinlerdekine benzer sarmalımsı yapılar örerler. Bu yapılar, DNA’nın kopyalanarak çoğaltılmasında, hücre bölünmesinde ve diğer önemli işlemlerde görev almaktadır.
*Bunlar, bakteri hayatındaki tüm değişiklikleri kontrol eden gerekli elementlerdir.
*RNA, DNA ve proteinden farklı olarak çok daha hareketli, adeta mobildir; daha az oranda durağandır.
Buradaki bilgiler, evrimciler açısından son derece üzücü haberlerdir. Çünkü yıllardır
ideolojilerinin bilimsel kılıfını teşkil eden evrim teorisi için yıkıcı niteliktedir.
RNA olmadan, hücrede DNA’nın kopyalanması işleminin gerçekleşemeyecek olması demek; DNA ile RNA’nın hücrede aynı anda var olmasının zorunlu olduğu anlamına gelmektedir. Bu da, kör tesadüflerin yürüttüğü bir deneme yanılma sürecine değil; her şeyin bilgisine hakim, tek bir Akıl tarafından yaratılışın delilidir.
Hücre bölünmesinde, RNA’nın oynadığı rol ise; son derece çarpıcıdır. Bu şu demektir: İlk hücre var olduğu anda, içerisinde RNA’yı barındırmıyorsa; bölünüp çoğalamayacak ve yaşam daha başlamadan bitecektir.
RNA’nın hücre içerisindeki yerinin sabit olmaması ve hareketli olması ise; son derece mucizevi bir durumdur. RNA’nın hücre içerisindeki yerini ve hareketini bugün takip edebilmemiz 21.yüzyıl teknolojisiyle bile kısmen mümkün olabiliyorken; akıl ve şuurdan yoksun bir hücrenin milyonlarca yıl önce –tabiri caizse- kendi anatomisini ve yapısını inceleyip RNA’nın görevlerini belirlemesi ve bu görevlerine uygun olarak ona bir yer verebilmesi ve bölünen her hücrede de -sürekli hareket eden bir organel olmasına rağmen- Rna’nın yerini hücre zarının dış çeperinde tutabilmesi gibi bir durum elbette mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder