HÜRRİYET
26 Mayıs 2012 Cumartesi
Burun Ve Yapısı
Burun boşluğunun üst tarafında koku almaçlarının yoğunlaştığı sarı bölge bulunur.
Burun, kemik ve kıkırdakla desteklenen bir organımızdır. Burun boşluğunun duvarları, burnun nemli kalmasını sağlayan mukus salgısını üreten mukoza tabakasıyla kaplıdır. Burun, soluduğumuz havanın temizlenmesini, ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve çevremizdeki kokuların algılanmasını sağlar.
Bir çiçeğin kokusunu nasıl algılarız?
Kokulu cisimlerden buharlaşarak havaya karışan tanecikler, sarı bölgedeki mukus sıvısında çözünerek koku almaçlarını uyarır. Kokunun algılanması için bundan sonra gerçekleşen olaylar nelerdir? Açıklayalım.
Bir süre aynı kokuyu alacak olursak bir müddet sonra bu kokuyu hissedemeyiz. Ancak ortama farklı bir koku geldiğinde bu yeni kokuyu fark ederiz.
Etiketler:FEN, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ,
BURUN,
MUKUS,
SARI BÖLGE
25 Mayıs 2012 Cuma
Deri Hastalıkları Ve Bu Hastalıkların Tedavi Yolları
Deri hastalıkları, kesici, ezici cisimler ile kimyasal maddelerin verdiği zararlardan oluşabildiği gibi parazitler sebebiyle de ortaya çıkabilmektedir. Bazı mikroorganizmalar da derideki herhangi bir yaranın üzerine yerleşerek deri iltihaplanmalarına yol açabilir. Alerjik deri hastalıkları arasında ise kurdeşen ve egzama sayılabilir.
Bazı deri hastalıklarının teşhisinde dermatoskop adı verilen cihaz kullanılır. Açık tene sahip ve vücudunda çok sayıda ben bulunan kimseler ile daha önce aile üyelerinden biri deri kanserine yakalanmış kişilerin cilt kanseri olma olasılığı yüksektir. Bu kişilerin derilerindeki güneş lekeleri ve benler dermatoskop ile incelenir.
Etiketler:FEN, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ,
DERİ,
DERMATOSKOP,
HASTALIK
24 Mayıs 2012 Perşembe
Derimiz Ve Yapısı
Deri, en büyük duyu organımızdır ve vücudumuzun dışını tamamen kaplar. Aşağıdaki şekli inceleyerek derinin bölümlerinin ve bu bölümlerin görevlerinin neler oldu¤unu belirtelim.
Üst Deri: Derinin alt bölümlerini dış etkenlerden koruyan tabakadır. Derimizin rengini üst deride bulunan özel hücreler belirler.
Alt Deri: En altta bulunan yağ tabakası vücudumuzu çarpmalara karşı korur. Ayrıca vücudumuzun ısı kaybını önler. Alt deride yer alan ter bezleri, terleme ile boşaltıma yardımcı olur.
Duyu Almaçları: Derimizde dokunmaya, ağrıya, basınca, sıcak ve soğuğa tepki veren milyonlarca duyu almac vardır. Duyu almaçları çevremimizi algılamamızı sağlar.
NOT: Derinin her yerinde aynı miktarda duyu almacı olmadığından duyuları derimizin her bölgesinde aynı oranda algılayamayız. Parmak uçları ve dudaklar gibi bölgelerde
algılama daha fazladır.
23 Mayıs 2012 Çarşamba
Kulağımız Ve Yapısı
İşitme ve dengemizi sağlayan duyu organımız olan kulak dış kulak, orta kulak ve iç kulak
olmak üzere üç bölümden oluşur.
Yarım daire kanalları: Vücudumuzun dengesi ile ilgili bilgileri beyinciğe iletir.
İşitme sinirleri: İşitme almaçlarından aldığı bilgiyi beyine iletir.
Salyangoz: Ses dalgaları işitme almaçları aracılığı ile işitme sinirlerine iletir.
Bunları Biliyor muydunuz?
• Kulağımız, kulak yolundaki kıllar ile birlikte kulağa giren toz vb. maddelerin kulak
zarına ulaşmasını engelleyen bir sıvı salgılar.
• Östaki borusu orta kulaktan yutağa açılır ve orta kulak ile dış ortam arasındaki
basınç farkını dengeleyerek kulak zarının yırtılmasını engellemiş olur
22 Mayıs 2012 Salı
Göz Kusurları
Renk körlüğü (Daltonizm): Yanda renk körlüğünün belirlenmesinde kullanılan şekillerden biri görülmektedir. Genellikle kırmızı ve yeşil renklerin birbirinden ayırt edilemediği bir göz kusurudur. Tedavisi yoktur.
Şaşılık: Gözü hareket ettiren kasların uyumsuzluğu sonucunda oluşur, ameliyatla giderilebilir.
Miyopluk: Görüntü sarı lekenin önünde oluşur. Yakını iyi görür, uzağı göremez. Mercekle düzeltilir.
Hipermetropluk: Görüntü, sarı lekenin arkasında oluşur. Uzağı iyi görür, yakını göremez. Mercekle düzeltilir.
Astigmatizm: Göz merceği yüzeyinin pürüzlü bir hâl alması ya da korneanın kavislenmesi sonucunda görüntü sarı lekeye bulanık ve şekli bozuk olarak düşer. Mercekle düzeltilir.
Katarakt: Göz merceğinin içindeki sıvının ya da göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi sonucunda görüntü sarı lekeye düşmez. Ameliyatla düzeltilebilir.
Etiketler:FEN, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ,
ASTİGMATİZM,
DALTONİZM,
GÖZ,
HİPERMETROPLUK,
KATARKT,
KÖRLÜK,
KUSUR,
MİYOPLUK,
RENK,
ŞAŞILIK
21 Mayıs 2012 Pazartesi
Nasıl Görürüz?
1. Cisimlerden yansıyan ışık ışınları, önce saydam tabakaya gelir ve burada kırılır. Kırılan ışın göz
bebeğine gelir.
2. Göz bebeğinden gelen ışınlar, göz merceğinde tekrar kırılarak ağ tabaka üzerine düşer.
3. Işığa duyarlı almaçlar›n bulunduğu ağ tabakada yer alan sarı leke üzerinde ters bir görüntü oluşur. Oluşan görüntü buradaki görme almaçları tarafından algılanır.
4. Algılanan görüntü, görme sinirleri vasıtasıyla beyindeki görme merkezine iletilir. Ters görüntü, beyindeki görme merkezinde düz olarak algılanır. Böylece görme gerçekleşir. Yani gözümüzle
değil, beynimizle görürüz.
20 Mayıs 2012 Pazar
Gözün Yapısı
Göz, sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka (retina) olmak üzere üç bölümden oluşur.
Sert Tabaka: Gözün dışında bulunan beyaz renkli kısımdır ve gözü dış etkilerden korur.
Damar Tabaka: Sert tabakanın altında yer alır ve gözün beslenmesini sağlayan damarlardan oluşur. İris, gözümüze gelen ışığın şiddeti fazla olduğunda göz bebeğini daraltır, az ışıklı ortamlarda ise göz bebeğinin büyümesini sağlar.
Ağ Tabaka (Retina): Duyu almaçlar›ndan gelen sinirlerin birleşerek göz yuvarlağının arka
tarafından çıkıp beyne gittiği kör nokta ağ tabakada bulunur.
19 Mayıs 2012 Cumartesi
İç Salgı Bezleri
İç salgı bezlerimiz, denetleme ve düzenleme görevlerini hormon adı verilen özel salgılar üreterek yerine getirir. İç salgı bezlerinin ürettiği hormonlar, görevini düzenleyecekleri organlara, kan yoluyla taşınır. Yandaki şekilde hipofiz bezi ve kan damarlar› görülmektedir.
İç salgı bezlerimiz, denetleyici ve düzenleyici görevlerini uzun sürede ve sürekli olarak gerçekleştirir. Sinir sistemimiz ise çok hızlı ve kısa süreli bir şekilde çalışır.
Her bir hormon, farklı etkilere sahiptir. Aşağıdaki flemada, bazı iç salgı bezlerimiz ile bunların salgıladıkları hormonlara örnek verilmiştir.
Şemayı inceleyerek dişi ve erkek iç salgı bezlerinin ürettiği hormonları ve bu hormonların görevlerini belirleyelim.
Hipofiz
SalgıladığıHormon: Büyüme hormonu
Görevleri:
• İç salgı bezlerinin çalışmasını denetler ve düzenler.
• Büyümeyi sağlar.
• İç salgı bezleri ile sinir sistemi arasındaki uyumu sağlar.
Tiroit
Salgıladığı Hormon: Tiroksin hormonu
Görevi:
• Büyümeyi, gelişmeyi ve vücudumuzdaki diğer kimyasal olayları düzenler.
Pankreas
Salgıladığı Hormonlar ve Görevleri:
İnsülin: Kan şekerini düşürür.
Glukagon: Kan şekerini artırır.
Böbreküstü
Salgıladığı Hormon: Adrenalin hormonu
Görevi:
• Korku, coşku, heyecan ve öfke anlarında metabolizmayı hızlandırır.
Testis
Salgıladığı Hormon: Eşeysel hormonlar
Görevleri:
• Ergenlik döneminde, erkeğe özgü özelliklerin oluşmasını sağlar.
• Erkek üreme hücrelerinin (sperm) oluşmasını sağlar.
Yumurtalık
Salgıladığı Hormon: Eşeysel hormonlar
Görevleri:
• Ergenlik döneminde, dişiye özgü özelliklerin oluşmasını sağlar.
• Dişi üreme hücrelerinin (yumurta) oluşmasını sağlar.
Etiketler:FEN, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ,
BEZ,
BÖBREKÜSTÜ,
GLUKAGON,
HİPOFİZ,
HORMON,
İÇ,
İNSÜLİN,
PANKREAS,
SALGI,
TESTİS,
TİROİT,
YUMURTALIK
18 Mayıs 2012 Cuma
Refleks Nedir?
Yeni doğan bebeğin emme hareketi, yanan bir mumdan parmağın hızla geri çekilmesi, yüksek sesten ürkmek, öksürmek, hapşırmak, yutkunmak gibi hareketleri düşünmeden gerçekleştirdiğimizi fark ettiniz mi? Göz bebeğimizin ışıkta küçülüp karanlıkta büyümesi de düşünmeden gerçekleştirdiğimiz hareketlerdendir. Bu hareketleri niçin düşünmeden yapıyor olabiliriz?
Vücut sıcaklığımız biraz yükselince terlemeye başlarız. Loş bir ortama girdiğimizde göz bebeklerimiz hemen büyürken ışığa bakınca aniden küçülür. Gözümüze doğru gelen bir cisim karşısında gözlerimizi farkında olmadan kapatırız. Bu hareketler isteğimiz dışında gerçekleşir ve vücudumuzun kendisini korumasını sağlar.
Yandaki şekilde görüldüğü gibi elimizi yanan bir muma yaklaştırdığımızda derimizdeki acı hissini alan sinirler bunu omuriliğe iletir. Omurilik, kaslarımızın hemen kasılarak elimizin çekilmesini sağlar. Kontrolümüz dışında gerçekleşen bu hareket elimizin zarar görmesini engeller.
Vücudumuzun dışarıdan gelen ışık, ses gibi bir uyarıya ani ve hızlı bir hareketle tepki göstermesine refleks denir. Refleksler, sürekli ve hızlı bir biçimde gerçekleşir ve bu sayede vücudumuzun kendini savunmasını sağlar. Refleks hareketlerimiz, omurilik tarafından gerçekleştirilmesine rağmen beynimiz tarafından kontrol edilir.
Araba ve bisiklet sürmek, örgü örmek, dans etmek, yüzmek, limon görünce ağzımızın
sulanması gibi hareketler de reflekstir. Bu hareketleri ise tekrarlayarak öğreniriz. Bunları bir kez öğrendikten sonra bir daha unutmaz ve düşünmeden gerçekleştiririz.
17 Mayıs 2012 Perşembe
Vücut Nasıl Tepki Verir?
- Ses, ışık, koku, tat, basınç gibi vücudumuzun içinde veya çevremizde meydana gelen ve vücudumuzda belirli bir tepkiye sebep olan etkilere uyarı denir.
- Uyarılar duyularımızda bulunan özel hücrelerle alınır.
- Uyarı, sinirler ile merkezî sinir sistemine uyartı mesajı şeklinde taşınır.
- Uyartı mesajı beynimizdeki ilgili bölümde değerlendirilir ve uyarıya karşı bir cevap oluşur.
- Beynimizde oluşan bu cevap yine sinirler aracılığıyla ilgili organ ya da yapılara iletilerek uyarıya tepki verilir.
16 Mayıs 2012 Çarşamba
Sinir Sistemimiz
Sinir sistemimiz vücudumuzdan ve çevreden aldığı bilgileri değerlendirir, bunlara uygun cevaplar oluşturur ve böylece
vücudumuzun düzenli ve uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar. Yandaki şemada görüldüğü gibi, sinir sistemimiz iki bölümden oluşur. Şimdi gelin, bu sistemin bölümlerini ve görevlerini
daha yakından inceleyelim. Merkezi Sinir Sistemi Merkezî sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşur.
Beyin: Vücudumuzun öğrenme, hafıza ve yönetim merkezidir.
• Duyu organlarımızdan gelen bilgileri değerlendirir.
• Konuşma ve istemli hareketlerimizin gerçekleşmesini sağlar.
• Acıkma, susama, uyku ve uyanıklık gibi olayları düzenler.
• Kan basıncımızı ve vücut sıcaklığımızı ayarlar.
• Merkezî sinir sistemimizdeki diğer organların yardımıyla organlarımızın ve sistemlerimizin çalışmasını düzenler.
Beyincik ve omurilik soğanı, beynin bölümleridir.
Beyincik: Vücudumuzun hareket ve denge merkezidir.
• Kol ve bacaklarımızdaki kasların birbiriyle uyumlu çalışmasını düzenleyerek hareketlerimizin dengeli olmasını sağlar.
Omurilik Soğanı: Beyin ve diğer vücut organları arasındaki bağlantıyı sağlar. Omurilik soğanı, isteğimiz dışında çalışan iç organlarımızın kontrol merkezidir.
• Solunum, dolaşım, boşaltım ve sindirim sistemlerimizin çalışmalarını düzenler.
• Nefes alma, yutma, öksürme, çiğneme, hapşırma ve kusma gibi olayları kontrol eder.
Omurilik: Omurilik soğanından başlayıp kuyruk sokumuna kadar uzanır. Omurilik, omurgamız içerisinde yer alan bir sinir kordonudur.
• Beyinle diğer organların arasındaki bilgi iletimini sağlar.
• Refleks davranışlarımızı gerçekleştirir.
Sinir sistemimiz, vücudumuzu ağ gibi saran milyarlarca sinirden meydana gelir. Bu sinirleri, yandaki resimde görülen binlerce sinir hücresi (nöron) oluşturur.
Çevresel Sinir Sistemi
Yukarıdaki resimde merkezî sinir sistemi ile birlikte çevresel sinir sistemimiz ve onu oluşturan sinirler görülmektedir. Çevresel sinir sistemimizin vücudumuzun her tarafını sarar.
Merkezî sinir sistemi dışında yer alan milyonlarca sinir, çevresel sinir sistemini oluşturur. Çevresel sinir sistemi, merkezî sinir sistemi ile organlar arasındaki iletişimi sağlar. Sinirler beyin ve omurilikten çıkarak deri, gözler, kaslar, dişler ve kemiklerin içi dâhil olmak üzere her yerimizde bulunur.
15 Mayıs 2012 Salı
İdrar Nasıl Oluşur?
1. Kan, böbrek atardamarları yoluyla böbreklere gelir. Kandaki zararlı maddelerle birlikte
yararlı maddeler de nefronlarda süzülür.
2. Süzülme sırasında kan içindeki yararlı maddeler nefronlarda geri emilir ve yeninden
kana geçer.
3. Süzülerek temizlenen bu kan, böbrek toplardamarı ile böbreklerden çıkar.
4. Süzülmeden sonra kalan tuzun ve suyun fazlası ile üre, idrarı oluşturur.
5. Oluşan idrar, üreter ile idrar kesesine taşınır ve burada toplanır.
6. idrar, üretra ile vücuttan dışarı atılır.
Bunları Biliyor muydunuz?
Böbreklerimiz her 10-20 dakikada bir vücudumuzdaki kanı süzer. Bu işlem günde 100-150 defa tekrar edilir. Bir günde yaklaşık 500 litre kan böbreklerimiz tarafından süzülerek 1,5 litre idrar üretilir. Bunun da hayatımız boyunca ortalama 45 000 litre idrar ürettiğimiz anlamına geldiğini biliyor muydunuz?
14 Mayıs 2012 Pazartesi
Böbrek ve Böbrek Nakli
Ülkemizdeki böbrek yetmezliği hastalarının toplam sayısının 30 000 olduğu bilinmektedir. Böbrek yetmezliği olan hastaların vücutlarında, böbrekler vasıtasıyla süzülmesi gereken maddelerin bir kısmı kana karışır. Böbrekleri çalışmayan ya da yetersiz çalışan bu hastalar için diyaliz veya böbrek nakli tedavisi uygulanır. Bu hastalar, organ nakli yapılamadığından , böbreklerin görevini yerine getiren diyaliz cihazlarına bağlanır. Ancak diyaliz cihazına bağlanmak geçici bir çözümdür. Bu tedavi ile hastalar tam olarak iyileşememekte, sadece kanlarının süzülerek temizlenmesi sağlanmaktadır.
Böbrek yetmezliği hastalığının tam olarak tedavi edilebilmesi için böbrek nakli yapılması gerekmektedir. Böbrek nakli olabilmek umuduyla hayatlarını sürdürmeye çalışan bu hastalardan yılda yaklaşık 600’ü bu imkâna kavuşuyor.
Böbreklerimiz, vücudumuzun çeşitli faaliyetleri sonucunda oluşan atık maddeleri kanımızdan
süzerek uzaklaştırır.
Kanımızda atık maddelerin yanı sıra karbonhidratların, yağların ve proteinlerin sindirilmesi sonucunda oluşan küçük moleküller ile vitamin ve su gibi yararlı maddeler de bulunur. Öyleyse, böbreklerimizin kanımızı süzerken kanımızın içindeki yararlı maddeleri koruyup atık maddeleri
uzaklaştırması gerekir. Peki, böbrekler bunu nasıl gerçekleştirir?
Her bir böbrekte, yaklaşık bir milyon nefron bulunur. Nefronlar boşaltım maddelerini kandan süzer ve idrarı oluşturur. Böylece kanımız zararlı atıklar ve üreden temizlenmiş olur.
Nefron, kanımızın içindeki zararlı atıkları ve üreyi süzerek temizler.
13 Mayıs 2012 Pazar
Atık Maddeleri Vücuttan Uzaklaştıran Organlar
Deri: Vücudumuzdan suyun ve tuzun fazlasını terleme yoluyla dışarı atar.
Böbrekler: Kan içindeki zararlı atıkları ve üreyi süzerek idrar şeklinde vücuttan uzaklaştırır.
Akciğerler: Kan içindeki karbon dioksidi ve suyu soluk verme esnasında vücut dışına atar.
Karaciğer: Proteinlerin sindirilmesi sonucunda oluşan zehirli bir maddeyi, daha az zararlı olan üreye dönüştürür.
Kalın bağırsak: Su, safra ve besin atıklarının dışkı şeklinde vücuttan atılmasını sağlar.
12 Mayıs 2012 Cumartesi
Sindirim Sistemimizin Sağlığını Korumanın Yolları
Çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmemeliyiz.
• Lokmaları iyice çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz.
• Sofradan sindirim sistemimizi yoracak kadar çok yemeden kalkmalıyız.
• Yemek sırasında ve yemekten hemen sonra fazla miktarda su içmemeliyiz.
• Yemekten sonra bir saat kadar istirahat etmeliyiz.
• Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile
başlamalıyız.
• Kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durmalıyız.
Alkolden ve Sigaradan Uzak Durmak: Alkol, midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş
ederek gastrite ve kusmaya yol açabilir. Midenin üst bölümüyle yemek borusunun alt bölümünde küçük yırtıklara sebep olabilir. Alkolün uzun süre kullanılması özellikle B vitaminlerinin ve diğer besinlerin emilimini engelleyebilir. Ayrıca yüksek miktarda tüketilen alkol, karaciğer için önemli bir tehdit oluşturur. Sigara içme alışkanlığı da benzer sorunlara yol açar.
11 Mayıs 2012 Cuma
Maddenin Kimyasal Değişimi
- Etin kokması
- Grizu patlaması
- Sütün ekşimesi
- Fotosentez olayı
- Peynirin küflenmesi
- Yaprağın sararması
- Demirin paslanması
- Meyvenin çürümesi
- hava gazının yanması
- Hamurun mayalanması
- Sütten yoğurt ve peynir eldesi
- Yemek tuzunun elektrolizi
- Asit yağmurunun oluşması
- Arpa suyundan bira yapılması
- Üzüm suyundan sirke yapılması
- Zeytin yağından sabun elde edilmesi
- Karbondioksit gazının kireç suyunu bulandırması
- Çaya limon katıldığında renginin açılması
- Üzerine limon suyu damlatılan mermerin aşınması
- Sodyum metalinin suya atıldığında gaz çıkması
- Üzüm suyundan şarap yapılması
- Hidrojen ve azot gazlarından amonyak elde edilmesi
- Hidrojen ve oksijen gazlarından su oluşması
10 Mayıs 2012 Perşembe
Maddenin Fiziksel Değişimi
- Kar oluşumu
- Camın Kırılması
- Kırağı oluşumu
- Buzun suda erimesi
- Katı yağların erimesi
- Yağların donması
- Alkolün buharlaşması
- Naftalinin süblimleşmesi
- Şekerin suda çözünmesi
- Yoğurttan ayran yapılması
- Reçelde şekerlenme olması
- Odundan talaş elde edilmesi
- Kağıdın parçalara ayrılması
- Bakır telden elektriğin geçmesi
- Deniz suyundan basit damıtma ile su elde etme
- Gün batımında gökyüzünün maviden kızıla dönmesi
- Suyun donarken cam şişeyi patlatması
- Petrolün ayrışarak benzin, mazot vs elde edilmesi
- Havadan oksijen ve azot gazlarının elde edilmesi
- Elbisedeki yağlı lekenin benzinle çıkarılması
- Yayıkla ayrandan tereyağı elde edilmesi
8 Mayıs 2012 Salı
Sindirime Yardımcı Organlar
KARACİĞER: Safra adı verilen bir salgı üretir. Safra sıvısı büyük yağ damlalarını daha küçük parçalara ayırarak yağların sindirimine yardımcı olur.
PANKREAS: Pankreas öz suyunu salgılar. Pankreas öz suyu; proteinlerin, karbonhidratların ve yağların sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir.
Karaciğer ve pankreas sindirime yardımcı organlardır. Bu organlar ürettikleri safra salgısı ve pankreas öz suyunu besin içeriklerinin sindirimini tamamlamak üzere birer kanalla ince bağırsağa aktarır.
Sindirim Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar
AĞIZ: Besinlerin fiziksel sindirimi çiğneme ile başlar. Karbonhidratların kimyasal sindirimi tükürük içerisinde bulunan enzimler sayesinde gerçekleşir.
YUTAK: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.
YEMEK BORUSU: Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.
MİDE: Besinlerin fiziksel sindirimi midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir . Böylece , besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar .
İNCE BAĞIRSAK: İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür. Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. Karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince
bağırsakta kana geçebilecek kadar küçük moleküllere parçalanır. Bu moleküller ince bağırsaktan emilim ile kana geçer.İnce bağırsaklarda yer alan villus adı verilen yapılar, besinlerin emilim ile kana geçmesini sağlar.
KALIN BAĞIRSAK: Besinler içerisinde kalan su ve mineraller kalın bağırsakta emilir. Atık maddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir.
ANÜS: Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümü, anüs yoluyla atık madde olarak vücuttan uzaklaştırılır.
YUTAK: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.
YEMEK BORUSU: Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.
MİDE: Besinlerin fiziksel sindirimi midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir . Böylece , besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar .
İNCE BAĞIRSAK: İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür. Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. Karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince
bağırsakta kana geçebilecek kadar küçük moleküllere parçalanır. Bu moleküller ince bağırsaktan emilim ile kana geçer.İnce bağırsaklarda yer alan villus adı verilen yapılar, besinlerin emilim ile kana geçmesini sağlar.
KALIN BAĞIRSAK: Besinler içerisinde kalan su ve mineraller kalın bağırsakta emilir. Atık maddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir.
ANÜS: Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümü, anüs yoluyla atık madde olarak vücuttan uzaklaştırılır.
7 Mayıs 2012 Pazartesi
Çiçekli Bitkinin Hayat Döngüsü
1. Tozlaşma: Çiçek tozları aynı türdeki başka bir çiçeğin dişicik tepesine taşınır.
2. Döllenme: Dişicik tepesinden yumurtalığa ulaşan çiçek tozlarındaki erkek üreme hücrelerinin çekirdeklerinden birisi yumurtayı döller. Döllenmiş yumurta hücresi zigot olarak adlandırılır. Zigot bölünerek ana bitkinin küçük bir modeli olan embriyoyu oluşturur.
3. Tohum ve Meyve Oluşması: Döllenme sonucu tohum meydana gelir. Yumurtalık gelişerek meyveyi oluşturur.
4. Çimlenme: Tohumdaki embriyonun uygun şartlarda gelişerek ana bitkiye benzer bitkiyi oluşturmak üzere tohumdan çıkıp serbest hale geçmesine çimlenme denir.
5. Genç Bitkinin Oluşması: Tohumun çimlenmesi sonrasında büyüme ve gelişme ile genç bitki oluşmaya çıkar.
6. Olgun Bitkinin Oluşması: Genç bitki büyüyüp gelişerek tomurcukları tomurcuklar da çiçekleri oluşturur.
2. Döllenme: Dişicik tepesinden yumurtalığa ulaşan çiçek tozlarındaki erkek üreme hücrelerinin çekirdeklerinden birisi yumurtayı döller. Döllenmiş yumurta hücresi zigot olarak adlandırılır. Zigot bölünerek ana bitkinin küçük bir modeli olan embriyoyu oluşturur.
3. Tohum ve Meyve Oluşması: Döllenme sonucu tohum meydana gelir. Yumurtalık gelişerek meyveyi oluşturur.
4. Çimlenme: Tohumdaki embriyonun uygun şartlarda gelişerek ana bitkiye benzer bitkiyi oluşturmak üzere tohumdan çıkıp serbest hale geçmesine çimlenme denir.
5. Genç Bitkinin Oluşması: Tohumun çimlenmesi sonrasında büyüme ve gelişme ile genç bitki oluşmaya çıkar.
6. Olgun Bitkinin Oluşması: Genç bitki büyüyüp gelişerek tomurcukları tomurcuklar da çiçekleri oluşturur.
5 Mayıs 2012 Cumartesi
Maddenin Ayırt Edici Özellikleri
Ayırt Edici Özellikler | KATI | SIVI | GAZ |
Özkütle | + | + | + |
Özhacim | + | + | + |
Çözünürlük | + | + | + |
Erime Noktası | + | - | - |
Donma Noktası | - | + | - |
Yoğunlaşma Noktası | - | - | + |
Kaynama Noktası | - | + | - |
Uzama Katsayısı | + | - | - |
Genleşme Katsayısı | + | + | - |
Esneklik Katsayısı | + | - | - |
Erime Isısı | + | - | - |
Buharlaşma Isısı | - | + | - |
Öz Isı (Özgül Isı) | + | + | + |
Isı İletkenliği | + | + | - |
4 Mayıs 2012 Cuma
Sindirim Sitemi Hastalıkları
Tıbbın sindirim sistemi fonksiyonları ve bozukluklarını konu edinen dalı gastroenterolojidir. Sindirim sistemi ile ilgili en sık yapılan şikayetlerden bazıları bulantı ve kusma, dispepsi, ishal ve kabızlıktır.Ülser ve reflü özellikle son dönemlerde adını fazlaca duyurmuş hastalıklardandır. En sık rastlanan sindirim sistemi hastalıkları şunlardır.
- Ülser (onikiparmak bağırsağı ve yaralar)
- Gastrit (mide iç dokusu iltihabı)
- Siroz (Hepatit B ve Hepatit C gibi sarılık virüsleri ve uzun süreli yoğun alkol alımı sonucunda gelişen, ilk aşamalarında tedavi edilmezse, kanama ve koma sonucu ölüme yol açan hastalık)
- Spastik kolon (çok yaygın görülen sancılı kramplar, ishal ve kabızlık şeklinde seyreden bir kalın bağırsak hastalığı)
- Safra kesesi taşları ve iltihapları (yemek borusu, mide, bağırsak, karaciğer, pankreas ve safra kesesi kanserleri)
- Kanamalar (onikiparmak bağırsağı ülseri, mide ülseri ve erozyonları, yemek borusu, mide ve kalın bağırsak kanserleri ve yemek borusu varislerinin neden olduğu kanamalar)
- Hemoroitler (basur, mayasıl)
- Tifo: Kirli içme suları ve pis yiyeceklerden bulaşan bulaşıcı bir hastalıktır.
3 Mayıs 2012 Perşembe
2011-2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 7. SINIFLAR FEN VE TEKNOLOJİ 1. ARA SINAVI
1) Kimyasal
sindirimi açıklayınız. (5 P)
2)
Pankreasın salgıladığı salgıyı ve sindirimdeki görevini yazınız. (10 P)
3)
Karbonhidrat, protein ve yağların sindiriminin başladığı ve bittiği yerler
vücudun hangi kısımlarıdır? (6 P)
4) Sindirim
sitemimizi oluşturan yapı ve organları sırasıyla yazınız. (7 P)
5)
Aşağıdaki yapıların görevlerini yazınız. (10 P)
İdrar
kesesi:
Üretra: 6) Boşaltım sisteminin organlarının sağlığını korumak için alınacak önlemleri yazınız. (10 P)
7) Aşağıdaki merkezi sinir siteminde bulunan yapıların görevlerini yazınız. (10 P)
Beyincik:
Omurilik:
8) Tiroit bezinin görevlerini ve salgıladığı hormonu yazınız. (10 P)
9) Kulak kaç kısımdan oluşur? Görevleriyle birlikte yazınız. (9 P)
10) Hipermetrop gözün özelliği nasıldır? Nasıl düzeltilir? (4 P)
11) Burunda kokunun en net algılandığı yer neresidir? (4 P)
12) Nöron nedir? (5 P)
13) Emilim nedir? (5 P)
14) Duyu organlarımızı yazınız. (5 P)
2011-2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 6. SINIFLAR FEN VE TEKNOLOJİ 2. ARA SINAVI
1)
Ali ev ile okul arasındaki
1200 m arasındaki yolu 10 dakikada alıyor. Ali’nin sürati kaç m/s’dir?(5 PUAN)
2) Ayşe bir araçla Adana-Konya arasındaki 300 km‘lik
yolu 5 saatte almaktadır. Aracın süratini hesaplayınız. (5 PUAN)
3) 6000 m ‘lik yolu 2 saatte alan
aracın sürati kaç km/h ‘tir? (5 PUAN)
4)
18000 m’lik yolu 3 dakikada alan aracın sürati kaç m/s’dir? (5 PUAN)
5) Aşağıdaki tabloda bir aracın
aldığı yol ve geçen zamanı gösterilmiştir. Tabloya göre aracın ;
Yol (km)
|
0
|
50
|
100
|
150
|
200
|
250
|
Zaman (h)
|
0
|
5
|
10
|
15
|
20
|
25
|
a) Yol-
zaman grafiğini çiziniz. (10 PUAN)
b) Sürat- zaman grafiğini çiziniz. (10 PUAN)
6) Bir
cisme aynı yönde F1=10N
, F2=20N , F3=30N ve F4=40N’lik kuvvetler etki
ediyor. Buna göre;
a) Cisme
etki eden kuvvetlerin bileşkesini (net kuvvet) bulunuz. (5 PUAN)
b)
Bileşkenin yönünü çizerek gösteriniz. (5 PUAN)
c)
Dengeleyici kuvveti çizerek gösteriniz. (5 PUAN)
7) Bir
cisme zıt yönde F1=200N ve F2=50N kuvvetleri etki
ediyor. Buna göre;
a) Cisme
etki eden kuvvetlerin bileşkesini (net kuvvet) bulunuz. (5 PUAN)
b)
Bileşkenin yönünü çizerek gösteriniz. (5 PUAN)
c)
Dengeleyici kuvveti çizerek gösteriniz. (5 PUAN)
8)
Aşağıdaki tabloyu doldurunuz. (g=10) (24 PUAN)
Dünyadaki kütlesi
|
Aydaki kütlesi
|
Dünyadaki ağırlığı
|
Aydaki ağırlığı
|
|
Şeker
|
12
|
|||
Tv
|
18
|
|||
Bilgisayar
|
240
|
|||
Çanta
|
60
|
9) Kuvvet
nedir? (3 PUAN)
10) Kuvvet
ne ile ölçülür? (1 PUAN)
11) Ağırlık
ne ile ölçülür? (1 PUAN)
12) Kütle
ne ile ölçülür? (1 PUAN)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)